Deprem Gerçeği -10- Binalara Nüfus Kağıdı
Deprem Gerçeği -10- Binalara Nüfus Kağıdı
Marmara Bölgesi ve İstanbul bilhassa potansiyel deprem adayı olması bilinen bir gerçektir. Bu gerçeğe karşı, bilim adamları açıklamalar yapıyor, çalışmalar, araştırmalar, paneller, röportajlar vermelerine rağmen, hala DEPREM GERÇEĞİ konusunda yeterli bilinç sahibi olamadığımız anlaşılmaktadır.
İstanbul da yapılaşmanın % 50 si kaçak veya ruhsat ve eklerine aykırı olduğu bilinmesine rağmen, bunlarla ilgili bir çalışma, envanter çıkarma, durum tespiti çalışması yeterince yapılmıyor. Bu çalışma, bir kanun çerçevesi dahilinde olmalı ve binalara birer nüfus kağıdı çıkarmalıdır. Bu belgeye göre, binanın ekonomik ömrü aşağı yukarı tayin edilmeli, yıkılması gerekiyorsa bildirilmeli veya güçlendirilecek ise bu yol mecbur edilmeli, ruhsatı yoksa, güçlendirme şartı ile ruhsata bağlanmalı ve bu Deprem potansiyelli İstanbul’un yükünü devlet sırtından atmalıdır.
Depremle ilgili bilinçlenme eksikliğini biz, sadece vatandaşta olduğunu zannediyoruz, oysa bu işin bilim adamlarınca da önemi belki henüz kavranmış değil demek bana düşmez ama öyle bir örnekle karşılaştım ki, beni hayretlere düşürdü. Üst düzey Bürokrat arkadaşımla makamında sohbet ederken, depremle ilgili yazılarımdan bahsettik ve bazı faydalı bilgiler aktardığımı söyledi. Ancak arkasından konuyla alakalı bir belge gösterdi ki, hayret noktası burada başlamaktadır.
Belge: Kurs açılacak bir binanın alması gereken sağlamlık raporu hakkında idi. Rapor, bir Üniversitemizden, bir öğretim görevlisi, profesör unvanına sahip imzalı bilim adamı tarafından düzenlenmiş olup, binanın sağlam olduğundan bahsedip altına imzasını atmış. Rapordan anlaşıldığına göre, hiçbir zemin etüdü, karot beton dayanımı, donatı aralığı, çap ve bir statik tahkik yapılmamış olduğu gibi, birde en önemlisi binanın hiç İNŞAAT RUHSATI yok, yani kaçak yapılmış bir binaya, parayla düzenlenmiş, isteğe uygun rapor verilmiş olduğu anlaşılıyor. Veren makam büyük, ancak bu işin vebaline böyle, bizi yetiştiren bilim adamlarının girmesi maalesef üzücü bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Umarım bireysel bir hareketle kalır. Ancak, demek hükümet, Devlet bu konuya daha fazla mesai harcayıp, reklam, ilan, panel ve tanıtımlarla halkı bilinçlendirmekle asli görevlerinden birini yerine getirecek ve olası depremde, belki bir ve birkaç canı kurtarmış olacaktır.
Mustafa DEMİR
İnş. Müh.
Uzman, Denetçi, Deprem Müşaviri
PM 193
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.