İki Kere İki Kaç Eder?
İki Kere İki Kaç Eder?
Politikacıya sormuşlar, iki kere iki kaç eder diye. Dört ettiğini söyleyememiş bir türlü.
Üç ile beş arasında bir şey diyerek soruyu geçiştirmeye çalışmış. Siyasi kıvraklık denen şey bu olsa gerek.
Aynı zaman da temkinli bir davranış olmakla birlikte, siyasetin günlük değişkenliğini ve keskin konuşmanın yol açacağı tahribatı önlemenin bir yolumu, yoksa siyasi yaşamın dışında kalmaktan korkan, özeleştiri yoksunu bir kişilik örneği mi? Bence hepsi mümkün, önemli olanın, hangi açıdan bakıldığı.
Verilen bu muğlak cevabın doğruluğu veya yanlışlığı, var olan ortamla ilintili olduğunu görebilmek işimizi oldukça kolaylaştıracaktır.
Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır anlayışından hareketle günümüzde siyasilerin bir kısmı köşeli, net konuşmayı kimisi temkinli, muğlak, kimisi de konuşmaktan ziyade susarak siyaset yapma biçimini benimser.
Bu bir tercihtir ama hangisinin doğru olduğunu anlamanın tek yolunun fikir teatisinde bulunmaktan geçtiğini görebilmeliyiz.
Ülke siyasetine ve partilere bakıldığında, demokratik işlerliğin, üye özgürlüğünün olmadığı bir ortamda köşeli siyaset yapmanın kişiye bir artı değer katmadığını görmek hiç de zor değil.
Zor olmadığı içindir ki, kişiye endeksli siyaset, düşünce temeline dayalı ilkeli siyasetin önüne geçmektedir.
Bugün için siyasi yaşamımızda geçerli akçenin bu olması üzücü olmakla birlikte, siyasetçiler hayatı birbirlerine zindan etmekten başka bir işlev görmekten kendilerini kurtaramamaktadırlar.
Siyasetçilerin, toplumsal fayda gözetmesi gereken hizmetlerin uygulanması noktasında sorumluluk sahibi olmaları nedeniyle elde edilen siyasi rantın ülke, parti ve kişi sıralamasına sadık kalma zorunluluğu vardır.
Kişiye özel rant derken maddi kazanç anlamında değil, partinin ve halkın kendisini seçmesi yoluyla aldığı payeyi kastettiğimi belirtmek isterim.
Kişiye endeksli siyasetin geçerli akçe olduğunu söylemiştik. Ama bu anlayışın siyasetçileri çok yıprattığı görüldüğü halde çaresizliğin verdiği duygudan olsa gerek kolaycı bir yaklaşım biçimiyle siyasilerde var olan düzenin bir parçası haline dönüştüklerini görmek hiç de zor olmasa gerek.
Çünkü, iki kere ikinin dört ettiği gerçeği gibi somut olan konularda bile siyasi menfaatler için fikir birliği içinde hareket edilmesinin önünde engel oluşturduğunu görmek doğrusu bana çok acı veriyor.
Siyasilere düşen görev, halka hizmet için doğruların her ortamda yüreklice söylenmesi, kişisel menfaatlerden kendilerini arındırmaları, ülke çıkarlarını öne çekip ülkenin demokratikleşmesi ve bireyin özgürleşmesi yolunun açılması olmalıdır.
Hasan TEMEL hasan@temel.us
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.