Gophaber'le nerdeyiz: Kınalıada'dayız...
Duyuru İlan
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
09.07.2012 - 11:26, Güncelleme:
01.09.2022 - 17:05 1601+ kez okundu.
Gophaber'le nerdeyiz: Kınalıada'dayız...
Adanın etrafını yaklaşık 1 saatte yürüyerek dolaşabiliyorsunuz...
Adalar, yaz aylarında deniz açısında İstanbul'un her zaman gözde mekanlarından olmuştur... Kınalıada'ya olduğu gibi diğer adalarada Beşiktaş Kabataş'tan 3 TL'lik akbil basarak gidebiliyorsunuz. İDO'nun veya özellerin daha hızlı ve iki katı fiyata giden vapurlarıda var...
Biz Kınalıada'yı keşfediyoruz....
Vapurdan iNdikten sonra sağdaki halk plajında hafta sonu iğne atsan yere düşmez halde... İnenler ilk gördükleri yerde seriliyor yere... Buradaki kalabalık arasında birileri hemen sana Şezlong kiralamaya kalkıyor. Fiyatı ise 15-20 TL arası, pazalığa göre...
Kalabalık iyi gelmiyorsa 20 dakika civarında yürüyün... Merdivenlerden çıkın... Kumluk Plajı'nıda geçin... Dağların yamaçlarındaki, bir ayağın zor sığdığı keçi yolundan, alttaki deniz dalgalarına bakarak geçmeye çalışın... Veya keçi yoluna çıkmadan denizin içinden geçin... Biraz heyecan istiyorsanız üstten gidin...
İlerleyince atlama taşına varıyorsunuz... Buradan istediğiniz kadar atlama yapabilirsiniz... Ama kayalara doğru değil, denizin derin tarafına doğru... Yine burada kemer gibi olmuş, iki denizi bir birine bağlayan suyun altındaki delikten karşıya geçiş heyecan verici olabilir... Tam geçerken denizin bir ters, bir düz akıntısı sizi sanki tutar gibi olsada, diğer akıntı sizi iter...
Tepenizdeki tortulaşmış toprak tepesi her an başınıza düşecek gibi durur... Şimdi düşmese bile bir kaç sene içersinde, yağmur ve rüzgar bu tepeciği aşağıya indirecek gibi...
Buradaki kayalıklarda midye, deniz salyangozu ve deniz yıldızı avcılarını görebilirsiniz... Bazıları denizden çıkarttığı bu canlıları güneşin altında kurumaya bırakmış...
Bu kez geldiğiniz yoldan geri dönmek yerine, ilerden çalıların arasından adanın asfalt yoluna çıkmak zevkli olabilir... Ormana dönmüş çalışarın arasında yılana rastlamayı umsakta, işte bu kertenkele ile yetinmek durumunda kaldık...
Tepeye çıktığınız yerde Yassıada ve Sivriada sizi karşılar... Üzerlerindeki kara bulutların halen daha dağılmadığını görürsünüz... Belkide o gün, böyle denk geldi...
Geldiğimiz yönün ters istikametinde ada etrafını turluyoruz... Epey yürüdükten sonra, vapur iskelelerine 15-20 dakikalık mesafede halk plajı var... Halk plajı girişindede birileri para topluyor... Hemen onun yanında havuzlu özel bir playdada giriş 25 TL...
İstanbul'da her köşe başında gördüğümüz Pilavcılar buradada plaj girişlerinde yerlerini almışlar... Tabağı 5 TL... Arkanı dönüp gidersen 'abi sana 4 olur' diyorlar... Kabataş'taki parkta 2 TL'ye satıyorlar... Ada'da fiyatlar yüksek... Çay 2 TL... Burada işletmeler bütün yılın masrafını yaz aylarındaki Cumartesi ve Pazar günlerinde çıkartmayı hedefliyor gibi...
Belediye burada da yapacağını yapmış... Denizin hemen üstünde yol boyunca molozları ve bazı çöpleri buraya döküvermiş...
Adanın etrafını yaklaşık 1 saatte yürüyerek dolaşabiliyorsunuz...
Adalar, yaz aylarında deniz açısında İstanbul'un her zaman gözde mekanlarından olmuştur... Kınalıada'ya olduğu gibi diğer adalarada Beşiktaş Kabataş'tan 3 TL'lik akbil basarak gidebiliyorsunuz. İDO'nun veya özellerin daha hızlı ve iki katı fiyata giden vapurlarıda var...
Biz Kınalıada'yı keşfediyoruz....
Vapurdan iNdikten sonra sağdaki halk plajında hafta sonu iğne atsan yere düşmez halde... İnenler ilk gördükleri yerde seriliyor yere... Buradaki kalabalık arasında birileri hemen sana Şezlong kiralamaya kalkıyor. Fiyatı ise 15-20 TL arası, pazalığa göre...
Kalabalık iyi gelmiyorsa 20 dakika civarında yürüyün... Merdivenlerden çıkın... Kumluk Plajı'nıda geçin... Dağların yamaçlarındaki, bir ayağın zor sığdığı keçi yolundan, alttaki deniz dalgalarına bakarak geçmeye çalışın... Veya keçi yoluna çıkmadan denizin içinden geçin... Biraz heyecan istiyorsanız üstten gidin...
İlerleyince atlama taşına varıyorsunuz... Buradan istediğiniz kadar atlama yapabilirsiniz... Ama kayalara doğru değil, denizin derin tarafına doğru... Yine burada kemer gibi olmuş, iki denizi bir birine bağlayan suyun altındaki delikten karşıya geçiş heyecan verici olabilir... Tam geçerken denizin bir ters, bir düz akıntısı sizi sanki tutar gibi olsada, diğer akıntı sizi iter...
Tepenizdeki tortulaşmış toprak tepesi her an başınıza düşecek gibi durur... Şimdi düşmese bile bir kaç sene içersinde, yağmur ve rüzgar bu tepeciği aşağıya indirecek gibi...
Buradaki kayalıklarda midye, deniz salyangozu ve deniz yıldızı avcılarını görebilirsiniz... Bazıları denizden çıkarttığı bu canlıları güneşin altında kurumaya bırakmış...
Bu kez geldiğiniz yoldan geri dönmek yerine, ilerden çalıların arasından adanın asfalt yoluna çıkmak zevkli olabilir... Ormana dönmüş çalışarın arasında yılana rastlamayı umsakta, işte bu kertenkele ile yetinmek durumunda kaldık...
Tepeye çıktığınız yerde Yassıada ve Sivriada sizi karşılar... Üzerlerindeki kara bulutların halen daha dağılmadığını görürsünüz... Belkide o gün, böyle denk geldi...
Geldiğimiz yönün ters istikametinde ada etrafını turluyoruz... Epey yürüdükten sonra, vapur iskelelerine 15-20 dakikalık mesafede halk plajı var... Halk plajı girişindede birileri para topluyor... Hemen onun yanında havuzlu özel bir playdada giriş 25 TL...
İstanbul'da her köşe başında gördüğümüz Pilavcılar buradada plaj girişlerinde yerlerini almışlar... Tabağı 5 TL... Arkanı dönüp gidersen 'abi sana 4 olur' diyorlar... Kabataş'taki parkta 2 TL'ye satıyorlar... Ada'da fiyatlar yüksek... Çay 2 TL... Burada işletmeler bütün yılın masrafını yaz aylarındaki Cumartesi ve Pazar günlerinde çıkartmayı hedefliyor gibi...
Belediye burada da yapacağını yapmış... Denizin hemen üstünde yol boyunca molozları ve bazı çöpleri buraya döküvermiş...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.