“Cumhurbaşkanlığı Sistemini Ülke ve Milletin Önünü Açmak İçin Getiriyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar arasındaki çekişme ve bunların seçimindeki krizler yüzünden geçmişte Türkiye’nin büyük bedeller ödediğini, koalisyonların sebep olduğu zayıf hükûmetler yüzünden, kendini millî iradenin, milletin üzerinde gören odakların ortaya çıktığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “Darbeler, muhtıralar, bildiriler ve daha pek çok usulle, milletin seçtiği Meclis, Başbakan, Hükûmet devre dışı bırakıldı, yerine vesayet güçleri ikame edildi. 1960 darbesinde, milletin seçtiği Başbakanı ve Bakanları darağacına çıkartmadılar mı? Bugün hayır kampanyasını yürütenler, o gün de aynı şekilde bu darağacı kuranların arkasındaydılar ve buna sessiz kaldılar. Konuşamazlar. Cesaretlerini sistemin zayıflığından alıyorlardı. Farklı yerlerden, egemen güçlerden de destek alıyorlardı. 1971 yılında Hükûmeti istifaya zorlayanların, 1980’de yeniden darbe yapanların, 1997’de bir kez daha Hükûmet devirenlerin gücü sistemin zayıflığından geliyordu. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerinin gerisindeki sebep de budur. Aynı şekilde, 2007 yılında bize Cumhurbaşkanı seçtirmek istemeyenlere bu cesareti, sistemdeki zafiyetlerin verdiği açıktır. 2013 yılından itibaren ülkemize yönelik tehditlere karşı verdiğimiz mücadeleyi, sistemin verdiği imkânlardan ziyade milletimizden aldığımız güçle yürüttük.”

“TÜRKİYE İSTİKRAR VE GÜVEN İKLİMİNİ KAYBETMESİN DİYE YÖNETİM SİSTEMİNİ DEĞİŞTİRİYORUZ”

17-25 Aralık darbe girişiminin, bölücü örgütünün çukur eylemlerinin, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında ortaya çıkan belirsizliğin ve 15 Temmuz darbe girişiminin hatırlanmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete bu bedelleri ödetmeye kimsenin hakkı olmadığının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi: “İşte tüm bu yaşananlardan aldığımız dersle yönetim sistemimizi değiştiriyoruz. Türkiye artık zayıf hükûmetlerin pençesinde kıvranmasın diye, istikrar ve güven iklimini kaybetmesin diye yönetim sistemini değiştiriyoruz.”

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ METNİNİ OKUMAYA TENEZZÜL ETMEMİŞ KİŞİLER VAR”

16 Nisan’da oylanacak olan Anayasa değişikliğinin ne getirip ne götürdüğünün belli olduğuna; ancak bu Anayasa değişikliğine, Meclis’te kabul edilen metni dahi okumaya tenezzül etmemiş bir muhalefet anlayışıyla karşı çıkanların olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefetin başındaki zat diyor ki, ‘Cumhurbaşkanı başka partiden, Başbakan başka partiden olursa kavga çıkar.’ Tamam işte, biz de böyle olmasın diye Cumhurbaşkanlığıyla Başbakanlığı birleştiriyoruz. Yapılan bu. Metni oku metni. Metni dahi okumamışsın. Arkasından gelenler de metni okumamışlar” diye ekledi.

Anayasa değişikliği ile ilgili söylenen yalan ve atılan iftiraları havsalasının almadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet liderinin önce ‘Meclis kapanacak’ dediğini, inanan olmayınca çıtayı biraz düşürüp ‘Cumhurbaşkanı belediyeleri, muhtarları kapatacak’ demeye başladığını, buna da inanan olmayınca çıtayı biraz daha düşürerek, ‘Cumhurbaşkanı tüm lokantaları kapatabilir’ dediğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “El insaf, yalanın da, palavranın da bir haddi, hududu olur. Bunun yalanlarının freni yok. Şimdi sıra ne zaman boyacılara, simitçilere, çekirdekçilere gelecek diye bekliyorum” şeklinde konuştu.

“YENİ SİSTEMDE ÜLKEYİ YÖNETECEK KİŞİYİ DOĞRUDAN MİLLETİMİZ SEÇİYOR”

“Biz Cumhurbaşkanlığı Sistemini, herhangi bir yeri kapatmak için değil, ülkenin ve milletin önünü açmak için getiriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanunları çıkartabilen ve kanun tekliflerini verecek olan Meclis ile 18-25 yaş arası seçme ve seçilme hakkı kazanan gençliğin önünü açtıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokrasinin önünü açıyoruz, çünkü yeni sistemde ülkeyi yönetecek kişiyi, hiçbir aracı olmadan doğrudan milletimiz seçiyor. Yani vekiller vasıtasıyla değil, asıllar vasıtasıyla, millet vasıtasıyla seçiyoruz. Her beş yılda bir yapılacak seçimlerde, Cumhurbaşkanı adayları ülke için geliştirdikleri projeleri, programları, vaatlerini ortaya koyacaklar, milletimizde bunlardan birini seçecek. Aynı gün Meclis seçimi de olacak. Böylece, ülke hükûmetiyle, meclisiyle 5 yıl boyunca istikrar ve güven içinde yoluna devam edecek. Milletimiz, yetkiyi kime verdiğini bildiği için hesabı da ondan soracak. Geçmişte olduğu gibi, öyle yüzde 15 oy alınarak başbakanlık koltuğuna kurulma, ondan sonra da ülkeyi krize sürükleme dönemleri bitiyor. Bu ülkede 25 günlük hükûmetler kuruldu. 25 günlük bir hükûmette istikrar olur mu? Güven olur mu? Ama şimdi iş değişti. Şimdi Cumhurbaşkanı, en az yüzde 50+1 oyla seçilecek. Bu demektir ki, Cumhurbaşkanlığı görevine gelecek kişi, en az 25-30 milyon arasında bir seçmenin desteğini almak zorundadır. Böyle bir Cumhurbaşkanının ülkesine, milletine yanlış yapma şansı olabilir mi? Böyle bir Cumhurbaşkanının öyle kafasına estiği gibi karar alma, açma-kapatma imkânı olabilir mi? Üstelik ortada Anayasa var, yasalar var, hepsinden önemlisi milletin murakabesi var.”

Vatandaşlardan muhalefetin hezeyanlarına kulak asmamasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, Anayasa değişikliğiyle gelecek yeni sistemin ülkemizin ve milletimizin faydasına olduğuna inanmasak, böyle bir yola çıkar mıyız? Bugüne kadar bizim, ülkemize hizmet etmek, eser kazandırmak, milletimizin başını dik tutacak politikalar izlemek dışında bir niyetimizi, bir icraatımızı gören var mı?” ifadelerine yer verdi.