Gaziosmanpaşa Bölge Hukukçular Derneği'nden 'Acele Kamulaştırma' Hakkında Bilgilendirme

Gaziosmanpaşa Bölge Hukukçular Derneği 'Acele Kamulaştırma' konusunda Gophaber'e konuştu.

Gaziosmanpaşa Bölge Hukukçular Derneği Başkanı Av. Akın Akmanoğlu, yönetim kurulu üyeleri Av. Selahattin Meriç, Av. Halil İbrahim Türkyılmaz Gaziosmanpaşa'da 10 Nisan 2016 tarhinde Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren 'Acele Kamulaştırma' konusunda, editörümüz Ali Şükrü Kara'nın sorularını cevaplandırdılar.

İşte vatandaşların merak ettiği, Gophaber'in sorup cevap aldığı o ropörtaj:

KAMULAŞTIRMA  İLE ACELE KAMULAŞTIRMA ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.

Normal kamulaştırmadan farklı olarak, kıymet takdiri dışındaki işlemler daha sonradan tamamlanmak üzere, öngörülen usul ve şekilde taşınmaza el konulması şeklidir.

Ancak el koymayla işlemler sona ermeyecektir. Tıpkı normal kamulaştırma sürecindeki gibi işlemler aynen yapılacaktır. İdare öncelikle malın sahibi ile anlaşma yoluyla satın almayı deneyecektir. Bu işlemde uzlaşma olursa belirlenen bedel ödenerek kamulaştırma işlemi sonlandırılacaktır.

Fakat uzlaşma sağlanamazsa, idare tarafından ayrıca “Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil” davası açılacaktır. Ancak idare tarafından bu dava açılmaz ise, mal sahibi de bedelin tespitine yönelik bir tespit davası açabilecektir.

Acele kamulaştırmada tüm işlemler çok seri bir şekilde sonuçlandırılmakta ve vatandaşın olağan kamulaştırmada sahip olduğu bir çok hak kullanılamamaktadır.

GAZİOSMANPAŞA’DAKİ ACELE KAMULAŞTIRMA HUKUKA UYGUN MUDUR?

2943 sayılı Kamulaştırma Yasası Madde 27’de ‘’3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda…’’ kullanılabileceği ifade edilmiştir.

Ancak olağan kamulaştırmalara karşı kazanılan açılan davaların artmasıyla,  kentsel dönüşüm bölgelerine yönelik olarak bu olağanüstü hal yasasına başvurulmaktadır. Oysa ilçede ne savaş, ne yol yapımı, ne de başka kamusal bir aciliyet söz konusudur. Bu bakımdan yapılan işlem bizce açıkça hukuka aykırıdır.

DAVANIN AÇILMA SÜRESİ NEDİR? HANGİ MAHKEMEDE AÇILACAK?

Bakanlar Kurulu tarafından alınan ve 10 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan acele kamulaştırma kararına karçı dava açma süresi 30 gün olup, bu süre 10 Mayıs 2016 tarihinde sona ermektedir. Acele Kamulaştırma kararı Bakanlar Kurulu tarafından alınmış olduğu için davanın Danıştay'da açılması gerekmektedir.

SADECE BİR KİŞİNİN DAVA AÇMASI YETERLİ MİDİR?

Acele Kamulaştırma kararında, kamulaştırmaya konu her bir ada ve parsel tek tek sayılmıştır. Dolayısı ile kamulaştırma kapsamına giren parsellerde, arazisi, hissesi veya dairesi bulunan herkesin dava açması gerekmektedir. Dava açmayanlar bakımından, 30 günlük dava açma süresi geçtikten sonra; sadece tespit olunan bedele itiraz dışında başka bir hukuki yol şu an için görünmemektedir.

PEKİ DAVA AÇILIRSA, ACELE KAMULAŞTIRMA DURUYOR MU?

Bu tür davalar açılırken, mahkemeden yürütmenin durdurulması kararı verilmesi de isteniyor. Eğer mahkeme kanun gereği şartlar uygun ise, acele kamulaştırma kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verebilir. Bu güne kadar açılan benzeri davalarda Danıştay tarafından genellikle işlemin yürütmesi durdurularak, acele kamulaştırma kararlarının iptaline karar verilmiştir. Bunlar birer emsaldir. Buna rağmen açılacak hiç bir dava sonucunda istenilen sonucu elde etme garantisi bulunmamaktadır. Çünkü ortada yeni bir bakanlar kurulu kararı bulunmaktadır. Ve mahkeme yeniden bir hukuki değerlendirme yapacaktır. Bizim hukuki kanaatimize göre, bu davaların kabul edilmesi gerekir. Çünkü belirttiğimiz gibi, acele kamulaştırma kararlarının hukuksal dayanağı ve gerekliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle hemşerilerimize dava açmalarını mutlaka tavsiye ediyoruz.

ACELE KAMULAŞTIRMA KARARINA İTİRAZ ETMEYEN VEYA AÇTIĞI DAVAYI KAYBEDEN VATANDAŞLARI NE BEKLİYOR?

Ne yazık ki, bu güne kadar ki uygulamalar, genellikle vatandaşın güç - bela sahip olduğu, belki de hayatlarındaki tek birikimleri olan mülklerinin karşılığını alamadıklarını gösteriyor. Parsellerin birleştirilmesi ve yeni yapılan imar planları ile oluşan ranta halk ortak edilmiyor.

Bu kararlar ilgili olarak yapılan açıklamalar gösteriyor ki;

Kararın gereği uygulanmaya başladığında vatandaşımıza kendilerinde uygun gördükleri bir teklifi yapacaklar. Fakat bir yandan da, bu teklifi kabul etmek istemeyenlere karşı, acele kamulaştırma kararları baskı unsuru olarak kullanılacak gibi görünüyor. Yani ya bu teklifi kabul et, yada mahkemenin belirlediği parayı al ... Mülkiyet hakkını hiçe sayan bu anlayış,  bizce hiç de adil değil.

HAKLARI ZARAR GÖRENLERİN AVUKAT TUTMASI GEREKİR Mİ?

Biz bir Hukukçuklar Derneği olarak elbette herkesin kendi aile avukatları veya ulaşabildikleri bir başka avukatla görüşmesini tabi ki tavsiye ederiz. Ancak dava açmak için avukat tutmak mecburiyeti yoktur. Dilekçesini bir avukata yazdırmak suretiyle, davasını kendiside açabilir.  Elbette avukat tutmanın belli bir maliyeti olacaktır. Ancak bu maliyeti azaltmak için, aynı parselde hak sahibi olanların diğer komşu parsel sahipleri ile de biraraya gelmek suretiyle; ortak hareket etmesi halinde doğacak maliyetler oldukça azalacaktır.

Ayrıca ilçemizde kurulu bulunan bir çok sivil toplum kuruluşu, acele kamulaştırma kararları nedeniyle; hukuki haklarını kullanmak isteyen hemşerilerimiz için kitlesel bilgilendirme toplantıları düzenlemektedir. Bu toplantıların bizzat katılarak veya sosyal paylaşım sitelerinden takibi yararlı olacaktır. Dernek olarak,  diğer kuruluşlar tarafından gerçekleştirilecek çalışmalara da destek olmak ve katkı vermek arzusundayız.

Belirtmek isteriz ki, ilçemiz halkını derinden etkileyen böyle geniş kapsamlı bir acele kamulaştırma işleminde, hiç bir meslektaşımız salt profesyonel mesleki kaygılarla hareket etmeyecektir, etmemelidir.