Madde Bağımlılığına Dikkat Çekildi.

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr İbrahim Balcıoğlu yaklaşık 3 saat süren seminerde yapmış olduğu değerlendirmelerle ilgi topladı.

Balcıoğlu, Türkiye’de uyuşturucu madde bağımlılığının artık 11 yaş sınırına indiğine değinerek Türkiye’nin gelecekte ki umudu olan genç nesillerin büyük tehlike altında olduğunu ifade etti.

Konuşmasında toplumun şekillenmesi ve çekirdek aile yapısının oluşmasında kadının ana rolde olduğunu, kadınların toplum dışına itilmesi, baskı altına alınması veya şiddete maruz kalmasının sonucunda yine toplumun ilerlemesinin önünün kesilmiş olacağını söyledi. Zira anne x kromozonlarının babada ki y kromozanlarından daha belirleyici ve daha genetik olduğunu, çocukların zeka düzeylerinin genetik olarak yine annede bulunan x kromozonlarıyla aktarıldığının altını çizdi.

Türkiye’nin demoğrafik yapısı üzerine de açıklamalarda bulunan Balcıoğlu, bugün Türkiye’de 30 ilin 1 bir milyon nüfusu aştığını, bunun da bazı riskleri getirdiğini, ekonomik sorunların aile parçalanmalarına yol açtığını, toplumun kalabalık şehirleşmede ruh sağlığının bozulduğunu, sadece 2010 yılında Türkiye’de 100 bin gencin madde bağımlısı olarak kayıtlara geçtiğini belirten Balcıoğlu, madde bağımlılığının ve uyuşturucu kullanımın toplumun genç ve dinamik nüfusunun asıl görevlerini yerine getirmelerini engelleyerek, madde bağımlılığının kalıtımla geçen bir kromozon olduğunu da ifade etti.

Amerika’nın ilk yerleşimcilerinin bilinenin aksine normal kişilerden değil, Avrupa’nın psikopat ve uyuşturucuya bulaşmış bireylerden oluştuğunu da söyleyen Balcıoğlu, bugün Türkiye’de 500 bin evlilikten 25 bininin kesin boşanmayla bittiğini, bunun sonucunda da parçalanmış aile bireylerinin kolaylıkla uyuşturucu şebekelerinin hedefi olduğunu belirtti.

Büyük metropol şehirlerden başka bugün Giresun’da dahil olmak üzere bir çok şehirde uyuşturucu kullanan ve satan şebekeler olduğunu da söyleyen Balcıoğlu, ailelerin çocuklarına daha yaklaşımcı ve koruyucu davranmalarını isteyerek, uyuşturucu ve madde bağımlılığının tedavisi için yakın zamanda Türkiye’de açılan ANATEM gibi kuruluşların sayısının yüzde elli arttığını, bağımlılığın klinik tedavilerinin yanı sıra özellikle uzak doğu sporlarıyla da aşılabileceğinin altını çizdi.