Temel Karamollaoğlu: İktidarın Çelişkileri Var

ERGENEKON BERAATLARI

Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz pazartesi Ergenekon davasında, tüm sanıkların “silahlı örgüt kurmak yönetmek, üyelik, yardım ve yataklık” suçundan beraatına karar verildi.

Geçmişte bu davanın sıkı bir şekilde takipçisi olmuştuk.O gün gerek Merhum Erbakan Hocamız bu konunun üzerinde durmuş, ordunun bizim ordumuz olduğu ve ordu içinde bir takım yanlışlar yapanlar sebebiyle ordunun tamamının yıpratılmaması gerektiğini söylemişti.

Şuan YİK Başkanımız olan Sn. Oğuzhan Asiltürk o gün tv’lerde bunun “Ordudaki Amerikan karşıtı subayların tasfiyesi olduğunu” söylemişti. Biz bunları söyleyince bir takım ahlaksız ve müfteri isimler  “Saadet Partisi Ergenekon’un dinci ayağıdır demişlerdi.” Şimdi aynı isimler utanmadan sıkılmadan bizi yine farklı şekilde itham etmeye devam ediyorlar.

Biz o dönemde ısrarla TSK’nın yıpratılmaması gerektiğini söylemiştik.Fakat ilerleyen süreçte haklı haksız denmeden birçok tutuklama ve ceza tatbik edildi.Son olarak ise bugün gelinen nokta da, verilen yanlış kararlardan dönülmüş oldu. Fakat bu yanlış kararlar ile binlerce insanın mağdur edildiği de unutulmamalıdır.

O gün ABD karşıtı subaylar tasfiye ediliyor bugün ise ABD yanlısı askerler tasfiye ediliyor. Elbette darbeye teşebbüs edenler cezasını çekmeli ama ordun komuta kademesini ve ordu düzenini bir daha zedelemek ülkeye zarar veriyor.

İşte örnekleri; askeri okullar kapatıldı.Askeri hastaneler sivillere devredildi. Bunların yanında son zamanlarda çıkan askerlik kanunu da bizi endişeye sevk ediyor.Çünkü asker sayımızı azalıyor.

 

İKTİDARIN ÇELİŞKİLERİ

Ergenekon sürecinin bu noktaya gelmesi sebebiyle şu hususları da vurgulamak istiyorum. Bu iktidarın hiç değişmeyen, çok temel bir özelliği var. Bu özellik hemen her konuda, başladığı nokta ile sonunda geldiği noktanın 180 derece ters olması.

         -Ergenekon davalarına savcı olarak başladılar sonra aynı Ergenekon’un avukatı oldular.

-Dış politikaya, Esad’a kardeşim diyerek, saraylarda ağırlayarak başladılar sonra en azılı Esad düşmanı oldular.

-Çözüm sürecine, Kandil’in yollarına kırmızı halılar sererek, Dolmabahçelerde mutabakat imzalayarak başladılar, Sonra taş üstünde taş bırakmayacağız dediler.

         -31 Mart sürecinde bizi terörle işbirliği ile suçladılar hatta sandıklarda muhalefet partileri ile birlikte oylara müdahale ettiğimizi bile iddia ettiler.

-En son 23 Haziran seçimleri öncesi bir dönüş daha yapıp İmralı’yı seçim referansı yapmaya kalktılar, ama bir fayda elde edemediler.

Her durumda devlet ve millet zarar gördü. Farkındalar mı bilmiyorum ama kendileri de itibar kaybettiler.

İşte bunun en büyük örneği İstanbul seçimleri. Böyle devlet yönetimi ve devlet aklı olmaz."