Türk dilinde yerleşik bazı sıfatlar zamanla anlam değiştiriyor. Mesela günümüzde tam tersi olsa da “Soyadı Kanunu”ndan önce “efendi” tabiri, sıkça kullanılır ve kişiye değer katardı. Şimdi de “Reis” tabiri “efendi” gibi başkalaşım yaşıyor.
Demokratik ortamdan uzaklaşan Türkiye’de “reis” tabirine ‘mutlak güç’ manası yüklenildikçe hayata soldan bakanlar üzerinde menfi yönde çağrışımlar oluşturuyor.Reis bu tabiri çok sevmiş olacak ki, bu hitap şeklinden rahatsızlık duymuyor.
Malumunuz, 2016 Kasım ayında yapılan ABD Başkanlık seçimlerinde zafer, Cumhuriyetçi Parti lideri Donald Trumpp’ın olunca Türkiye’deki sağ çevreler, bu zaferi düğün bayram ilan ettiler.En çok da iktidar çevreleri mutlu olmuştu.
Geçen bir yıl gösterdi ki,iki “Reis” arasında inanılmaz benzerlikler var.Karar alma sürecin de gösterdikleri kararlılık,daha doğrusu gözü karalık, her ikisinde de fazlasıyla mevcut. Hal böyle olunca devlet kurumlarıyla meydana gelen çatışmalar, ister istemez öne çıkıyor.
Demokrasiye tutunmaya çalışan ülkelerde liderler,mutlak güçle özdeşleştirilince,kurumların bir önemi kalmıyor. Önemli olan elde edilen seçim zaferleri ile halkı avutmak ve avunmak olarak mevcut durumu özetlemek mümkün.
ABD Başkanı Trumpp durduk yerde Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edince İslam dünyasında kıyamet koptu.Bizim reis bu fırsatı kaçırmadı tabi.”Ey Amerika” ile başlayan öfke dolu volümü yüksek haykırışlar, memleket semalarında yankılanınca mutluluk hormonları harekete geçti!
Yalnız bizim reis’in anlayamadığı bir nokta var.(!)“Ey.. ile başlayan hiçbir sözcüğün uluslararası arenada bir hükmü yok.Bence biliyor ama görmezden geliyor.
Diplomatik dilden uzak kalmak Türkiye için büyük kayıp.Suriye meselesinde olduğu gibi Kudüs meselesinde de yaya kaldık..! Yine yüksek perdeden bağırış çağırışlar, sonuç malum..
Hızını alamamış olacak ki,tüm heybetiyle Amerika’ya dünyayı dar edecekmiş gibi ayağa kalkan Reis,acilen, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üye ülkelerini İstanbul’da topladı.
Öğrendiğim kadarıyla üye olan 44 İslam ülkesinden 14’ü başkanlık,kalanı ise temsilcilik düzeyin de katılım sağlamış.
Bu ne demek..?
Ne demek olacak,..
Kudüs’ün Müslümanlar için kutsallığını anlayamayan Müslüman ülkelerin çokluğu demek.
Samimiyetten uzak bu işbirliği asla bir sonuç vermez.Doğu Kudüsü Filistin’in başkenti ilan etmek Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesine mani oluşturan bir karar değil.
Ortada ciddi bir yaptırım yok.İsrail ile yürütülen ekonomik ilişkiler belki de tarihin en kapsamlı ilişkileri.İsrail ile olan ekonomik ilişkilerini sonlandırabiliyor musunuz..?
Ya da bizde ki,İncirlik Üssü gibi, üye İslam ülkelerinde konumlanmış olan tüm Amerikan üslerini kapatabiliyor musunuz.?
Kapatamıyorsunuz, kapatamadığınız gibi bu basiretsizliği iç politika malzemesi yaparak halkın duygularını sömürüyorsunuz.
Meydanlara çıkıp Amerika ve İsrail bayraklarını yakarak Kudüs kararını protesto etmek çözüm değil.Yetkileri elinde tutan siyasi iktidarı,demokratik yollardan uyararak, İsrail ve Amerika’ya yaptırım uygulatabiliyor musunuz..?
Tabi ki hayır…
Hamaset duyguları içinde yükselen seslerin, bir kandırmaca dan ibaret olduğunu göremediğiniz sürece bunu hayal dahi edemezsiniz.
Hasan TEMEL