CHP’de Değişim Hareketi,biraz gecikmeli de olsaverdiği Tüzük Kurultayı ve Program Kurultayı ön hazırlıkları sözünü yerine getirdi.Parti üyelerinin aksine seçmenler, gelişimi sekteye uğratılan bir demokraside Tüzükdeğişikliğine pek ilgi göstermezler.Yaşam kalitesi ve refah düzeyinde ki artış, seçmenin önceliği olduğu içindir ki parti yöneticileri, hizmet kalitesini yüksek tutmak vekurumsal hafızaya zarar vericiaksiyonlardan uzak durmaklayükümlüdürler.
Hatırlarsanız, Değişim temalı Tüzük Kurultayı öncesi SHP Eski Genel Başkanı Murat Karayalçın, yeni bir siyasi mimariye ihtiyaç olduğu öngörüsüyle,CHP ve demokrasiye gönül verençevrelerin duygularına tercüman olmuştu.Kastı, aday ve siyaset belirlemede üye etkinliği, insanlara siyaset yolunun açılması ve mahalliidareleringenel siyasetvesayetinden kurtarılmasıydı. Takdir edersiniz kibu açıklama bir yol haritası olup parti gözetmeksizin,siyasetçiler içinmevcut durumudeğerlendirme kılavuzu niteliğindedir.
Kimi çevrelerce tatminkar bulunmayan tüzük değişikliği insan odaklı ucu açık bir çalışma olduğu için eleştirilere karşı hoşgörülü olmak gerekir. Ön seçimmetodunun net olarak tariflenmemesi nedeniyle,parti üyelerinin zihninde yaratılan bulanıklık umarım en kısa sürede giderilir.Benimçok önemsediğim ama dikkate alınmayan ve değişmeyen tüzük maddeleri de yok değil. Mesela Baykal döneminde kaldırılan, Kılıçdaroğlu’nun da sessiz kaldığı güçlü genel sekreterlik makamının yeniden tesisi,MYK’nın PM tarafından seçilmesi gibi genel başkan konfor alanına giren maddelerde değişikliğe gidilmedi.
Burada Kılıçdaroğlu ve ekip arkadaşlarına bir parantez açmak istiyorum.Malum,kurultayın demokratikolgunluk içinde geçtiği,taraflı tarafsız herkesin ortak paydası!Yine de yeni tüzük maddelerine delegenin mutlak iradesi yansımış olmakla birlikte ne yazık ki parti içi dağınıklığa çare olduğunu söylemek oldukça zor.“Taslak elime çok geç ulaştı, inceleme fırsatım olmadı”,“parti içi tartışmalardan uzak kalmak istedim” gibi bahanelere sığınmak mevcut durumun özeti gibiydi. CHP’yi diğer partilerden ayıran özellik demokrasiye olan inancıdır. Bu nedenle seçim kaybeden bir genel başkanın,bir sonraki kurultayabirtakım mazeretler öne sürerek katılmamasıasla kabul edilebilir değildir.Bırakın katılmamayı, kaybetmenin verdiği sıkıntının yüzlerden okunmasına dahi mahal verendavranışlardan uzak durulması gerekirkenne yazık ki bu olgunluk gösterilemedi.
Mükemmele yakın bir tüzük ancak ve ancak, tüm kurum ve kuralları ile işleyen demokrasilerde hayat bulabilir. Biraz pragmatik olmakta fayda var.CHP birinci parti olduysa, ki oldu,normalleşme vehelalleşme politikalarının bu yolculukta büyük rol oynadığını kabul edelim.Bu nedenle CHP örgütlerinin önceliği, enerjilerinibir süreliğine de olsa parti içi tartışmalardan ziyade sürekli gelişimgösterensürece destek veren eylemlerle tüketmek olmalıdır.
Hasan YEMEL