Millet İttifakının iktidar yürüyüşü, bazı motivasyon bozucu söylemlerle kırılmaya çalışılıyor. Bukırılma iktidar kanadında memnuniyet, millet ittifakına bel bağlayan çevreler de ise,’ neler oluyor’ endişesine yol açıyor. İktidar, yurttaş nezdinde ki güç kaybını, muhalefet partileri arasında ki uyumsuz politikalarla tolere etmeye çalışıyor. Hedeflerinde Saadet Partisi var! Çünkü Saadet Partisi, yaşadığı zihin bulanıklığı ile iktidarın iştahını kabartmakla kalmıyor,Millet İttifakına zarar veriyor. Meseleye biraz daha açıklık getirmek için, ittifak politikalarına uygun çıkışlarla takdir toplayan İyi Parti ile bu dirayeti gösteremeyen Saadet Partisini karşılaştırmakta fayda var.   İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Başbakan olma talebi, siyasi kulislere bomba gibi düştü. Bu açıklama aynı zamanda, millet ittifakına olan sadakatin ve parlamenter demokratik sisteme dönüş kararlılığının da en somut emaresi oldu. Geçmişini tasvip etmediğim bir siyasi figür olsa da günümüz politikalarıyla saygıyı fazlasıyla hak eden bir çizgi izliyor. Çünkü Kılıçdaroğlu gibi Akşener’de, sistem değişikliği yolunda, hata yapma lüksünün olmadığını çok iyi biliyor. Millet ittifakını oluşturan parti liderleri, güçlerini cumhurbaşkanı olmak için değil, seçimler de ipi göğüslemek ve parti bütünlüğünü sağlama yolunda çaba göstermekle yükümlüler. Görülen o ki Akşener,Başbakanlık makamına talip olarak yere sağlam basmanın ve uzun vadeli bir programla hareket etmenin kararlılığı içinde. Parti olarak yakaladığı ivmeyi daha yukarılara çekmek ve iktidar ipini göğüslemek adına bir bütünlük için de partisine sahip çıkıyor. Bu kararlılık demokratik bir zeminde İyi Parti’ye, iktidar alternatifi olma yolunu açarsa benim için asla sürpriz olmayacak.   Ya Saadet Partisi! Saadet Partisi ise“İki Arada Bir Derede” Hatırlayın,Tayyip Erdoğan-Oğuzhan Asiltürk görüşmesi sonrası, siyasi çevrelerde dalgalanmalar yaşanmıştı. Kısa bir süre sonra atalete uğrayan dalgalanma,Karamollaoğlu’nun ittifaka ilişkin beyanatlarıyla yeniden hareketlilik kazanmıştı. Zihin bulandıran bu açıklamaların artçıları hala devam ediyor. Yerel seçimlerde başarısı test edilmiş bir birlikteliğin, genel seçimlere giderken sulandırılmaya çalışılması, anlaşılır olmanın çok uzağında. Bu ilkesiz tutum, iktidar kanadın da umutların yeşertirken, muhalefet kanadında ise‘olası bir makas değişikliği’ fikrine güç katıyor. Ve Karamollaoğlu,ittifakları Cumhurbaşkanı ile istişare edebileceğini beyan ederek,ittifaka yakın çevreler de tedirginliğe sebep olmaya devam ediyor. Şahsen bu iki parti ile ilgili kanaatlerimin örtüştüğünü söylemem zor olsa da, anlamak da güçlük çektiğim söylenemez. Çünkü Saadet Partisi, aynı AKP gibi gücünü cemaatlerden alan bir parti olduğu için, gücünü demokrasiden alan bir ittifak içinde yer almanın zorluklarını yaşıyor. Ben yine de olası bir makas değişikliğinin Saadet Partisi için siyasi intihar olacağını kanısındayım. Çünkü, AKP’nin SP’yi Cumhur İttifakına katma çabasının, nicelik olarak değil psikolojik olarak güç kazanma hamlesinden ibaret olduğunu unutmayalım. Arka planda görüşmelerin sürüyor olabileceği fikri beynimi kemiriyor olsa da, yine de ben, Saadet Partisinin böylesi fahiş bir hataya düşeceği kanısında değilim. Umarım yanılmış olmam, çünkü muhalefeti ve iktidarıyla hareketli günler bizi bekliyor! Hasan TEMEL