Önce halk yoksullaştırıldı.
Yurttaş- siyaset ilişkisi minimum seviyeye çekildi.
Korku iklimi hissiyatına yaygınlık kazandırıldı.
Siyasete ve siyasetçiye duyulan güven azaldı.
İnanç ve milliyetçilik duyguları körüklendi!
Bilim ve irfan yuvası olan Üniversiteler susturuldu!
Cumhuriyetin sac ayağı “yasama-yürütme-yargı” bağımsızlığı yok edildi.
Emekçi sınıfın temel hak ve özgürlükleri kısıtlandı.
Ve daha neler neler!
Niçin?
Bir dönem daha iktidar da kalmak ve hesap vermekten kurtulmak için.
Değer mi?
Bence değmez.
Lakin, halkın hakemliğine güvenmek lazım.
Siz bakmayın “ben demiştim” diye başlayan ukalalıklara!
Ben de dahil öngörmedik, yaşanan ve yaşatılan yürek burkan bu günleri.
Olmaz denen ne varsa her şey oldu!
Geriye kaka kala bir tek CHP kaldı.
O da, şu sıcak yaz günlerinde zemheri ayazına tutuldu!
CHP harici sol her zaman ki gibi ben bilirim kibri içinde!
CHP eleştirisi sanki yaşam kaynağı!
Ya dahili muhalefete ne demeli?
Sırtı sıvandıkça havalanan kuşlar gibi!
Gel de Nazım Usta’yı anma!
Ağaç baltaya ne demişti şiirinde.
“Ben senin beni kestiğine değil, sapının benden olmasına üzülüyorum.”
Partili olarak kederli ve üzüntülüyüm bende.
Davacı ve bir Kayyım üyesi!
İktidara yarenlik edenlerin benden (Gaziosmanpaşalı) olması beni daha çok üzdü.
Ne diyeyim!
Taşlaşan kalplerin, kuruyan vicdanların sesi oldular!
CHP’yi burada anlatmaya gerek yok!
Tarihi boyunca kurulan tuzaklardan yüzünün akıyla çıktı CHP.
Yine çıkar.
CHP,
çıktığı halkla kucaklaşma yolculuğundan asla vazgeçmez.
Çünkü, Ankara siyasetine kendini hapsedecek teslimiyetçi politikalarla vedalaşalı hayli zaman
oldu!
Hasan TEMEL / 02.09.2025 / 693

