Türkiye’de siyaset uzun zamandır Ak Parti iktidarının hâkimiyeti içerisinde devam ediyor. Bunun yanı sıra ülkede, yıllardır doldurulamayan bir muhalefet boşluğu var.
Bu boşluğu doldurmak için ittifaklar oluşturuldu. Bir tarafta Millet İttifakı, bir yanda Cumhur İttifakı…
Ak Parti’nin başı çektiği Cumhur İttifakı ile MHP muhalefette kalmaktan kurtuldu. Bu ittifaka zaman zaman başka küçük partilerde katıldı.
CHP’nin başını çektiği Millet İttifakı ise bugünlerde dağılmış gibi bir görüntü sergiliyor.
Muhalefet eski dönemlerde daha diri gibi görünse de, bugünlerde darmadağınık bir hal almış durumda!
Ana muhalefetin başını çeken CHP son bir yılda dördüncü kurultayını yapıyor. CHP Kurultay yapmaktan, kendini ifade etmekten, muhalefet yapmaya fırsat bulamıyor.
Bugün Türkiye’de ekonomik sıkıntılar, hukuksal kaygılar, kurumsal zayıflamalar ve gençlerin gelecek endişesi, toplumun katmanlarında hissediliyor. Ancak bu konularda çözüm projesi üreten değil de, tepki siyasi ve kendini savunma şeklinde gündemine devam eden muhalefet fotoğrafı var.
Sürekli savunmada kalan, kendini ifade etmeye çalışan, sosyal medyada görünen, sokakta zayıf, halka yönelik projesi olmayan bir muhalefet görüyoruz.
Bu durum iktidarın işine elbette geliyor. Siyaset ve proje üretemeyen, halkın gündemine eğilemeyen bir muhalefet…
Muhalefette liderlik sorunu görülüyor.
Muhalefet boşluğunun en belirgin tarafı da liderlik meselesi var.
Türkiye’de siyaset, hâlâ liderlerin karizması ve tutarlılığı üzerinden okunuyor. Recep Tayyip Erdoğan gibi, iktidarı ve muhalefeti domine eden bir lider var.
Devlet Bahçeli gibi, aykırı çıkışları ile gündem oluşturan, siyasete yön veren bir isim var.
CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu döneminin aslında daha verimli bir muhalefet süreci olduğu görülüyor. Vatandaşların sorunlarına değinerek, iktidarın bazı konuları, sorunları çözmesini sağlıyordu. Muhalefeti de domine ederek, bir çatı altında topladı.
CHP’nin son seçimlerdeki başarısı aslında Kılıçdaroğlu’nun temelini attığı çalışmaların meyvesi.
Ak Parti’den kopup parti kuranlar bugünlerde, geri dönmenin yolarını aradığı görülüyor.
Üçüncü bir yol mümkün mü?
Türkiye’de ana muhalefette CHP, iktidarda Ak Parti profilleri dışında arayış içerisinde olan üçüncü bir profil var. Yani iktidarı ve muhalefeti beğenmeyen kitle üçüncü yolu açabilir. Özellikle muhalefet boşluğu, aynı zamanda yeni aktörler için büyük bir fırsat ortamı barındırıyor.
Üçüncü yolun çıkış noktası ekonomi merkezli, uygulanabilir ve uzun vadeli olmalı.
Kutuplaşmayı azaltan, iktidarın icraatlarına karşı eleştiri getirmekten çekinmeyen, kendi projesini ve söylemini ortaya koyan bir yol izlemeli.
Siyaseti sosyal medyadan değil, sokaktan örgütlenerek, vatandaşın derdine eğilerek ve genç kuşaklara ulaşan bir yol çizerek yapmalı.

