Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

AMELE PAZARLARI, GECEKONDULAR ve PLAZALAR…

 AMELE PAZARLARI, GECEKONDULAR ve PLAZALAR… Kusursuz sistem olmadığı içindir ki, her sistem de az ya da çok, kusur bulmak mümkün.  Mesela Kapitalizmin en dikkate değer kusuru, gelir adaletsizliği kaynaklı yoksulluk olduğu halde bunu ilahi adaletin bir tecellisi olarak halka yutturmaya çalışıyor.                          Zora düşmeye görsünler…             Kusurlarını gizlemek için, örtü araçlarını derhal devreye sokarlar.           Çarpık dini bilgilerle dini din olmaktan çıkararak, yoksulların öteki dünya kazanımları üstünden oyun kurarlar!    Örgütlülük denince, 12 Eylül öncesinin toplumu gelir akla...     Bu örgütlülüğün mimarları da, Sivil Toplum Kuruluşları, Demokratik Kitle Örgütleri, Sendikalar ve Siyasi Partilerdi.                              Nemi oldu sonra?Demokrasiden özgürlükten yana ne varsa,  hepsinin kapısına kilit vuruldu ve yöneticileri de ceza evlerinde misafir edilmek suretiyle, memleket “dikensiz gül bahçesi” dönüştürüldü!                  Artık sıra, ülke yönetimini yerli işbirlikçilere teslim etmeye gelmişti.                       Öyle de oldu…                         Tüm hak ve özgürlüklerin gasp edildiği o karanlık ortamda ülke idaresi,Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’ne teslim edildi.                      Küçük bir azınlığın dışında, olanlardan habersiz olan halk, müreffeh Türkiye’nin bir paydaşı olma hayaliyle, orta direği yok etme projesine kurban edildi.                     ANAP iktidarı ile başlayan ve bitmek bilmeyen bu serüven, birkaç yıllık kesinti haricinde, son kırk yıldır aralıksız sürüyor.       Ellerindeki medya gücü ile, sözde orta direği koruma politikalarını öylesine makyajladılar ki, her seçim de umut olmayı da başardılar.                             Orta yaş ve yaşı kemale erenler, ’80 öncesi emekçilerinin ve yoksullarının sola oy verdiklerini iyi bilirler.                              Bugün ise, sosyal yardım adı altında sadaka kültürüne biat olmak zorunda bırakılan yoksullar, sağa oy verir oldular!         Hiçbir şeyin normalinin kalmadığı, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir, bir Türkiye gerçeği yaşanıyordu artık.                        Önce yoksullaştırıldı halk…                                Ardından, iktidarların bir lütfu olarak gösterilen sosyal yardımlar sayesinde, bir de şükür duaları alındı bu halktan.            İşsizlik, yoksulluk, hak- hukuk hatta ekmeğin bile askıya çıktığı şu günlerde, hala derin uyku hali sürüyorsa ki sürüyor, anlayacağınız orta direk sizlere ömür!                Geriye, ya o devasa plazaların, ya da o plazaları çevreleyen gecekonduların müdavimi olmak kalıyor.                              Malum, dünya da insanların yaşam alanları olan kentler, meydanları ile anılırlar.      Tabi benim ülkemin kentleri hariç…                    Çünkü benim ülkemin kent meydanları, iş için aş için araçlara doluşurken birbirini ezen amele pazarlarına döndü!        Bu manzara, meydanlarla sınırlı olduğunu da sanmayın.                       Cadde ve sokaklarda çöp konteynerlerinden çöp toplayan ve topladığı atık maddeleri üç beş kuruşa satarak ailelerinin geçimini sağlayan…                  Ve ,geleceğini  şans oyunlarına bağlayan, o devasa plazalarda süren hayatlara duyulan özlemi körükleyen TV dizilerine bağımlı kılınan yoksul insanlarla dolu.        Sosyal devlet gerçeğini bile gizlediler bu yoksul halktan...  Sosyal devletin, gelecek kuşkusu yaşamayan bir toplum devleti olduğunu unutturdular.   Ta ki, bugünkü sosyal-siyasal-kültürel ve ekonomik çöküşe kadar.                              Artık gerçekleri görmeye başlayan bir halk var.                          İktidar toplumsal uyanışın farkında olmasa da, halkın hoşnutsuzluğunu açığa vuran belirtiler yavaş da olsa kendini göstermeye başladı.                   İlk seçim de semeresinin alınacağına inanılan bu körlük, devlet yönetiminin millet ittifakına devrinin imzası olursa kimse şaşırmasın.       Çünkü, orta direğin bel vermesi hayra alamet olmadığı gibi, geçmişti seçmen kitlelerinin aldığı radikal kararlar, hafızalardan silinmiş değil.. Esen kalın…  Hasan TEMEL
Ekleme Tarihi: 31 Mart 2021 - Çarşamba

AMELE PAZARLARI, GECEKONDULAR ve PLAZALAR…

 AMELE PAZARLARI, GECEKONDULAR ve PLAZALAR…

Kusursuz sistem olmadığı içindir ki, her sistem de az ya da çok, kusur bulmak mümkün. 

Mesela Kapitalizmin en dikkate değer kusuru, gelir adaletsizliği kaynaklı yoksulluk olduğu halde bunu ilahi adaletin bir tecellisi olarak halka yutturmaya çalışıyor.                         

Zora düşmeye görsünler…            

Kusurlarını gizlemek için, örtü araçlarını derhal devreye sokarlar.          

Çarpık dini bilgilerle dini din olmaktan çıkararak, yoksulların öteki dünya kazanımları üstünden oyun kurarlar! 

 

Örgütlülük denince, 12 Eylül öncesinin toplumu gelir akla...    

Bu örgütlülüğün mimarları da, Sivil Toplum Kuruluşları, Demokratik Kitle Örgütleri, Sendikalar ve Siyasi Partilerdi.                             

Nemi oldu sonra?Demokrasiden özgürlükten yana ne varsa,  hepsinin kapısına kilit vuruldu ve yöneticileri de ceza evlerinde misafir edilmek suretiyle, memleket “dikensiz gül bahçesi” dönüştürüldü!                 

Artık sıra, ülke yönetimini yerli işbirlikçilere teslim etmeye gelmişti.                     

 Öyle de oldu…                        

Tüm hak ve özgürlüklerin gasp edildiği o karanlık ortamda ülke idaresi,Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’ne teslim edildi.                     

Küçük bir azınlığın dışında, olanlardan habersiz olan halk, müreffeh Türkiye’nin bir paydaşı olma hayaliyle, orta direği yok etme projesine kurban edildi.                    

ANAP iktidarı ile başlayan ve bitmek bilmeyen bu serüven, birkaç yıllık kesinti haricinde, son kırk yıldır aralıksız sürüyor.      

Ellerindeki medya gücü ile, sözde orta direği koruma politikalarını öylesine makyajladılar ki, her seçim de umut olmayı da başardılar.  

                         

Orta yaş ve yaşı kemale erenler, ’80 öncesi emekçilerinin ve yoksullarının sola oy verdiklerini iyi bilirler.                             

Bugün ise, sosyal yardım adı altında sadaka kültürüne biat olmak zorunda bırakılan yoksullar, sağa oy verir oldular!        

Hiçbir şeyin normalinin kalmadığı, zenginin daha zengin, fakirin daha fakir, bir Türkiye gerçeği yaşanıyordu artık.                       

Önce yoksullaştırıldı halk…                               

Ardından, iktidarların bir lütfu olarak gösterilen sosyal yardımlar sayesinde, bir de şükür duaları alındı bu halktan.           

İşsizlik, yoksulluk, hak- hukuk hatta ekmeğin bile askıya çıktığı şu günlerde, hala derin uyku hali sürüyorsa ki sürüyor, anlayacağınız orta direk sizlere ömür!               

Geriye, ya o devasa plazaların, ya da o plazaları çevreleyen gecekonduların müdavimi olmak kalıyor.   

                         

Malum, dünya da insanların yaşam alanları olan kentler, meydanları ile anılırlar.     

Tabi benim ülkemin kentleri hariç…                   

Çünkü benim ülkemin kent meydanları, iş için aş için araçlara doluşurken birbirini ezen amele pazarlarına döndü!       

Bu manzara, meydanlarla sınırlı olduğunu da sanmayın.                      

Cadde ve sokaklarda çöp konteynerlerinden çöp toplayan ve topladığı atık maddeleri üç beş kuruşa satarak ailelerinin geçimini sağlayan…                 

Ve ,geleceğini  şans oyunlarına bağlayan, o devasa plazalarda süren hayatlara duyulan özlemi körükleyen TV dizilerine bağımlı kılınan yoksul insanlarla dolu.       

Sosyal devlet gerçeğini bile gizlediler bu yoksul halktan... 

Sosyal devletin, gelecek kuşkusu yaşamayan bir toplum devleti olduğunu unutturdular.   Ta ki, bugünkü sosyal-siyasal-kültürel ve ekonomik çöküşe kadar.

                            

Artık gerçekleri görmeye başlayan bir halk var.                         

İktidar toplumsal uyanışın farkında olmasa da, halkın hoşnutsuzluğunu açığa vuran belirtiler yavaş da olsa kendini göstermeye başladı.                 

 İlk seçim de semeresinin alınacağına inanılan bu körlük, devlet yönetiminin millet ittifakına devrinin imzası olursa kimse şaşırmasın.      

Çünkü, orta direğin bel vermesi hayra alamet olmadığı gibi, geçmişti seçmen kitlelerinin aldığı radikal kararlar, hafızalardan silinmiş değil.. Esen kalın…

 Hasan TEMEL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri