Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
merkez
Hasan TEMEL
Köşe Yazarı
Hasan TEMEL
 

EDİRNE’de BULGAR PAZARI!

Farklı düşünen güçlerin,bir amaç etrafında oluşturduğu bir birlik olan koalisyon hükümetleri,her nedense halkımız tarafından pek sevilmez. Bunda, partilerin,uzlaşıdan uzak bezdirici kavgalarının payı çok. Ortak yönetme kültürüne sahip olmadığımız için de, her türlü melanetin müsebbibinin koalisyon hükümetleri olduğuna inandık, daha doğrusu inandırıldık. 1980 öncesinden bu günlere kadar süren ve kökleşen bu inanç, toplumsal ayrışmaların aracı olarak da kullanıldı.   Şahsen,ekonomik göstergelerin sürekli olarak halkın çıkarları aleyhine bozulmasını koalisyonlara bağlayan biri hiç olmadım. Çünkü sorun, sistem işleyişinde yaşanan aksaklıklardan kaynaklanıyor. Bugünkü ucube sistemin, demokratik düzenden uzaklaşıp, anti demokratik bir zemine oturması, iktidar partisini,küçük koalisyon partisinin tutsağı haline düşürebiliyor.   Huzuru tek parti iktidarında arayan halk büyük yanılgı içinde. En somut örneği de Turgut Özal’ın ANAP iktidarı. İlk icraatı, egemen güçlerin hizmetkarı olduğunu göstermek için emekçi kesimin ve orta direğin belini kırmak oldu. Çünkü darbeciler tarafından hazırlanan zemin, halkı ikna etme kabiliyetini sergilemeye uygundu. Laf ebesi Özal’da, elindeki kalemi halkın gözünün içine sokarcasına, emek düşmanı politikalarını, emekçilere kabul ettirmişti.   Hep aynı senaryo! Bir yanda işçi,köylü,esnaf, diğer yanda zenginliklerine zenginlik katan sermaye çevreleri.. Makas, her geçen gün emekçiler aleyhine açılıyor. Yaşanan ekonomik krize farklı anlamlar yükleyerek, AKP aklanmaya çalışmasın. Çünkü siyasi çıkar ilişkilerine çanak tutan bu sistemin mucidi, kendisinden başkası değil. Bence sistem değil sistemsizlik demek daha doğru olur.   AKP-MHP birlikteliği bir ittifak değil! Her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak isteyen bir partinin, yani AKP’nin, ortağı MHP’ye teslimiyetidir. O MHP ki,,gün be gün eriyen,tabanını İyi Parti’ ye kaptıran ve marjinalliğe doğru sürüklenen bir parti . Koalisyonlar, demokratik düzenlerde değer bulur. Devlet kurum ve kurallarıyla işlerlik kazandığı sürece, halktan yana politikalar devreye girer. Sözde Başkanlık Sistemi, denetim mekanizmalarını işlevsiz hale getirdiği gibi,ekonomik çöküşe de hız kazandırdı. Seçmen, sandık tercihlerini koalisyon korkusuna dayandırmamalı ve gerektiğin de, başarısız gördüğü parti ve yöneticilerine, kırmızı kartını gösterebilmelidir. Koalisyon korkusu, çoğulcu parlamenter demokratik sistemde yersiz bir olup, Avrupa ülkeleri örnek alınmalıdır.   Alt ve orta sınıf bir kez daha çöktü! Başta ekonomi uzmanları olmak üzere herkes gördü ama görmek istemeyen tek kişi Sn.Erdoğan. Geçmişte kader birliği yaptığı dostlarının uyarılarına bile kulak asmıyor. “Faiz sebep enflasyon netice” tezi dışında tek kelam etmeyen Erdoğan, hala Avrupa’nın en fakir ülkelerinden Bulgaristan’ın para birimi ‘leva’ karşısın da Türk parasının değer kaybını ve Edirne’nin Bulgar Pazarına dönüşünü görmüyor, daha doğrusu görmek istemiyor. Hülasa, yaşadığımız siyasi ve ekonomik sorunların kaynağı, koalisyon ya da ittifaklar değil, bu anti demokratik sistem ve yönetemeyen AKP-MHP ortaklığı. Demokratik bir sistem de ittifaklar ya da koalisyonlar, güç birliği şeklinde icra edilen bir yönetim sanatıdır. Bu nedenle, muhalefet partilerine düşen ilk görev, ülkenin demokratik düzene dönüş yolunun hiç vakit geçirmeden inşa edilmesi olmalıdır. Hasan TEMEL  
Ekleme Tarihi: 02 Aralık 2021 - Perşembe

EDİRNE’de BULGAR PAZARI!

Farklı düşünen güçlerin,bir amaç etrafında oluşturduğu bir birlik olan koalisyon hükümetleri,her nedense halkımız tarafından pek sevilmez.

Bunda, partilerin,uzlaşıdan uzak bezdirici kavgalarının payı çok.

Ortak yönetme kültürüne sahip olmadığımız için de, her türlü melanetin müsebbibinin koalisyon hükümetleri olduğuna inandık, daha doğrusu inandırıldık.

1980 öncesinden bu günlere kadar süren ve kökleşen bu inanç, toplumsal ayrışmaların aracı olarak da kullanıldı.

 

Şahsen,ekonomik göstergelerin sürekli olarak halkın çıkarları aleyhine bozulmasını koalisyonlara bağlayan biri hiç olmadım.

Çünkü sorun, sistem işleyişinde yaşanan aksaklıklardan kaynaklanıyor.

Bugünkü ucube sistemin, demokratik düzenden uzaklaşıp, anti demokratik bir zemine oturması, iktidar partisini,küçük koalisyon partisinin tutsağı haline düşürebiliyor.

 

Huzuru tek parti iktidarında arayan halk büyük yanılgı içinde.

En somut örneği de Turgut Özal’ın ANAP iktidarı.

İlk icraatı, egemen güçlerin hizmetkarı olduğunu göstermek için emekçi kesimin ve orta direğin belini kırmak oldu.

Çünkü darbeciler tarafından hazırlanan zemin, halkı ikna etme kabiliyetini sergilemeye uygundu.

Laf ebesi Özal’da, elindeki kalemi halkın gözünün içine sokarcasına, emek düşmanı politikalarını, emekçilere kabul ettirmişti.

 

Hep aynı senaryo!

Bir yanda işçi,köylü,esnaf, diğer yanda zenginliklerine zenginlik katan sermaye çevreleri..

Makas, her geçen gün emekçiler aleyhine açılıyor.

Yaşanan ekonomik krize farklı anlamlar yükleyerek, AKP aklanmaya çalışmasın.

Çünkü siyasi çıkar ilişkilerine çanak tutan bu sistemin mucidi, kendisinden başkası değil.

Bence sistem değil sistemsizlik demek daha doğru olur.

 

AKP-MHP birlikteliği bir ittifak değil!

Her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak isteyen bir partinin, yani AKP’nin, ortağı MHP’ye teslimiyetidir.

O MHP ki,,gün be gün eriyen,tabanını İyi Parti’ ye kaptıran ve marjinalliğe doğru sürüklenen bir parti .

Koalisyonlar, demokratik düzenlerde değer bulur.

Devlet kurum ve kurallarıyla işlerlik kazandığı sürece, halktan yana politikalar devreye girer.

Sözde Başkanlık Sistemi, denetim mekanizmalarını işlevsiz hale getirdiği gibi,ekonomik çöküşe de hız kazandırdı.

Seçmen, sandık tercihlerini koalisyon korkusuna dayandırmamalı ve gerektiğin de, başarısız gördüğü parti ve yöneticilerine, kırmızı kartını gösterebilmelidir.

Koalisyon korkusu, çoğulcu parlamenter demokratik sistemde yersiz bir olup, Avrupa ülkeleri örnek alınmalıdır.

 

Alt ve orta sınıf bir kez daha çöktü!

Başta ekonomi uzmanları olmak üzere herkes gördü ama görmek istemeyen tek kişi Sn.Erdoğan.

Geçmişte kader birliği yaptığı dostlarının uyarılarına bile kulak asmıyor.

“Faiz sebep enflasyon netice” tezi dışında tek kelam etmeyen Erdoğan, hala Avrupa’nın en fakir ülkelerinden Bulgaristan’ın para birimi ‘leva’ karşısın da Türk parasının değer kaybını ve Edirne’nin Bulgar Pazarına dönüşünü görmüyor, daha doğrusu görmek istemiyor.

Hülasa, yaşadığımız siyasi ve ekonomik sorunların kaynağı, koalisyon ya da ittifaklar değil, bu anti demokratik sistem ve yönetemeyen AKP-MHP ortaklığı.

Demokratik bir sistem de ittifaklar ya da koalisyonlar, güç birliği şeklinde icra edilen bir yönetim sanatıdır.

Bu nedenle, muhalefet partilerine düşen ilk görev, ülkenin demokratik düzene dönüş yolunun hiç vakit geçirmeden inşa edilmesi olmalıdır.

Hasan TEMEL

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gophaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler youtube mp3 bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler casinorulet.com casino siteleri