Detaycı bir millet değiliz.
Kendimizi haklı göstermek için“ayrıntılarda boğulmak” gibi günlük hayatta sıkça kullandığımız bir deyimin de mucidiyiz!
Hayatın ayrıntılardan oluştuğu kabullenmek istemeyen bizler, sıradan ve tek düze bu yaklaşımla toplumsal gelişime zarar verdiğimizi ne yazık ki göremiyoruz!
Çünkü, 12 Eylül ile birlikte yürürlüğe konan eğitim müfredatı, samimiyet, düşünme ve sorgulama yetilerimizi tüketti! Bu engel, gelişmiş toplum bireylerinin aksine, iktidar ve muhalefet politikalarını sorgulamamaya ve devlet-toplum çıkarlarını öncelememeye yol açıyor! Örneğin;Çevre, iklim, tarım, enerji gibi alanlarda yaşananyetersizlikler, ülke gündemini günlerce meşgul ettiğine hiç tanık oldunuz mu?Olamazsınız çünkü,bizim gibi kusurlu demokrasi toplumlarının hayatı, siyasi polemiklerle yatıp kalkmaklageçer! Oysa tali olarak görülen bu yetersizlikler, demokrasilerde iktidar değişimine zemin hazırlayan ana etkenler olarak öne çıkar. Çünkü bu toplumların kılavuzu, içselleştirilen demokrasi ve sanattan siyasete gelişime öncülük eden bilimdir.
Ya biz? Biz ise, ayrıntılara kafa yoracak vakti olmayan, temel sorunları iç politika malzemesi yapanlara alkış tutan bir millet olduk! Mesela; yoksulluğumuzu, asgari ücret ile açlık sınırının eşitlenmesini, enflasyonun ve iktisadi krizlerin olağanlaşmasını, dünyanın en büyük on yedinci ekonomik gücü iken ilk yirmi dışında kalışımızı, demokrasi endeksinde 102.sıraya gerileyişimizi,sabun köpüğü misali yargı bağımsızlığının elimizden uçup gidişini,
insani gelişme,
hukukun üstünlüğü
ve insanı içten çürüten yolsuzluk endeksinde sınıfta kalışımızı,
zenginlik de değil yoksullukta eşitliğe rıza gösterişimizi,
işçi olmak için en kötü on ülke içinde oluşumuzu,
basın özgürlüğü endeksinde dünya ülke sıralamasında dip yapışımızı, ve hızla totaliter bir rejime doğru sürüklenişimizi görmeyi “ayrıntılarda boğulmak” olarak gördük, görmeye de devam ediyoruz. Sormak isterim, siyasetin öznesi insan olduğuna göregeleceğimizi bir avuç siyasetçinin insafına bırakmamızın ‘alameti farikası’ ne ola ki!Ne yazık ki,ayrıntılar üzerinden elde edeceğimiz çıkarımlarla sorgulama yetimizi harmanlamak, bize bambaşka bir dünyanınkapısını aralayacağını görmemekte ısrar ediyoruz.
Hasan TEMEL

