AKP erime sürecine girmiş olsa da ülkemize özgü koşullar, iktidarın devamına imkan tanıyor.
Çünkü, ağır hasarlı demokratik ortam, AKP’ye konfor alanları açıyor.
Sıra dışı yollara meyletmesinin olağanlaşması da bu yüzden olmalı.
CHP’yi itibarsızlaştırıp, seçenek olmaktan çıkaracak
ve
algı politikaları ile geçmişten gelen ikna kabiliyetini sergileyip kendi geleceğini kurtaracak!
Malum,
siyasete duyarlı toplum kesimlerini daha uzun süre meşgul edecek olan iki gündemli siyaset
arenası çok şeye gebe!
1.Terörsüz Türkiye
2.Baskılara boyun eğmeyen ve muhalefet dozunu arttıran CHP’ye uygulanan kuşatma!
Emin olmamakla birlikte bu iki siyasi gelişmenin eşzamanlı yürümesi beni endişelendirmiyor
değil!
Tesadüf olabilir mi?
Nedense, bir taşla iki kuş vurma amaçlı stratejik bir hamleymiş gibi geliyor bana.
Bu köşeyi takip edenler bilir.
Gerçek olan şu ki, AKP ülkeyi çok kötü yönetiyor.
Sebep olduğu siyasi ve iktisadi çöküşün artçıları bile iktidarda kalmasını güçleştiriyor.
Bu güçlüğü aşmak kolay değil ama bel bağladığı girişimleri de yok değil.
Seçmenin gönlünden düşmüş bir CHP
ve
Kürt meselesine çözüm getiren bir iktidar olmanın yaratacağı sinerji.
İyi ve doğru kurgulanmış bir strateji bence.
DEM’ de oyunun bir parçası ve bir adım geride durmayı tercih ediyor!
AKP’nin de istediği bu zaten.
Muhalefet blokunun asli unsuru olmanın çok uzağında!
Muhalefet bloku mitinglerine mesafe koymasıyla toplumsal muhalefeti de örseliyor.
Hem de AKP ve CHP arasındaki gerilimin tırmandığı esnada!
Önce Ümit Özdağ serbest bırakıldı.
Akabinde Saraçhane mitingine katılmama kararıyla zihinler yoruldu moraller bozuldu!
Gerçekçi olalım!
Kısmen de olsa DEM ve Zafer Partisi, durağanlıklarıyla iktidar stratejisine omuz veriyor.
CHP’nin yolsuzluk bataklığına sağlandığı algısı ile
DEM ve Zafer Partisi’nin bloke edildiği bir senaryo düşünün!
Bu senaryo zamanla, halkta iktidarın haklılığına dair inanca dönüşür mü?
Bence mümkün.
Bakın Bahçeli yine ezber bozmaya devam ediyor!
Davalar, TRT’de yayınlansın önerisiyle
toplumsal muhalefet öncüsü CHP’yi sönümlendirmeye çalışıyor bence.
Stratejik bir çıkış ve akıllıca da.
CHP’nin ise seçmene sözü var.
Demokratik eylemliliğin dozunu sürekli arttırmak yönünde.
Çareyi, sahte olduğuna inandığı iktidar söylemlerine karşı el yükseltmekte görüyor.
El yükseltmekten kastımın ne olduğunu mu soruyorsunuz?
Söyleyeyim.
Seçmen motivasyonunu daha da arttıracak “sine-i millete dönme” gibi ses getirecek birtakım
varyasyonlar.
Sine-i millete dönüşü şahsen doğru bulmam.
Lakin, eylem çeşitliliğini sağlamak CHP için zaruri bir hal aldığı kanısındayım.
Genel Başkan Özgür Özel’e katılmamak mümkün değil.
CHP,
sosyal demokratları, milliyetçi demokratları, muhafazakar demokratları, liberal demokratları,
Kürt demokratları tek çatı altında toplamalı.
Ve
Türkiye İttifakını genişletmeye dönük demokratik eylemlilik kararında ısrarını sürdürmelidir.
Hasan TEMEL

